_
Hakkında

Neriman Oyman, sonradan yoksullaşmış bir ailenin kızı olarak 10 Ekim 1965’te İstanbul Mecidiyeköy’de doğdu. İlkokulda sınıfının en küçüğü olan Neriman, öğretmenin anlattıklarından ziyade kendi iç dünyasındaki hayallerle ilgileniyordu. Dördüncü sınıftayken kireçli romatizmaya yakalandı ve altı ay boyunca yatağa bağlı kaldı. Van’ın Ernis Köyü’ne gönderildi. Ernis, aslında anne ve babasının kökenlerinin dayandığı yer de değildi. Mısırlı annesi ile İranlı babasını o köyde buluşturmuştu sadece. Orada resim yapmak için malzeme olarak çamur kullanmaya başladı. Bir süre sonra annesi ile babası, köyde bir araya geldi. Liseye gitmesi gerektiği söylense de okula gidemedi ve konfeksiyon atölyesinde çalışmaya başladı.

Çocukluğundan beri resim yapmaya meraklı olan Neriman, küçük yaşlardan itibaren yeteneğini geliştirmek için çaba harcadı. Ancak, ailesi tarafından resim yapmanın geleceği olmadığı düşünülerek desteklenmedi. Bu durum, Neriman’ın özgüvenini sarsmış olsa da, resim yapmaktan vazgeçmedi. İlk platonik aşkı, patronu Peyami’ye karşıydı ve onun yüzünü gizlice çalışmaya başladı. Peyami’ye benzeyen bir resim yaptığında herkes şaşkına döndü.

Bir gün Cumhuriyet Gazetesi’nde gördüğü ilan sayesinde Avni Memedoğlu’nun atölyesine gitti. Orada resmin temellerini öğrendi ve desenini güçlendirdi. Sosyalist bir dünya görüşüne sahip olan Memedoğlu’nun da yönlendirmesiyle tulumları içinde işçiler, fabrika bacalarından çıkan güvercinler, karanfiller çizmeye başladı. İlk karma sergisini açtı ve üç kadın portresiyle katıldı. Memedoğlu onun soyut resimlerine kızdı ama Neriman kendi yolunu çizmekten vazgeçmedi. 1992’de ilk atölyesini açtı.

Oyman, sürekli olarak hayatın zorluklarıyla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Ancak bu zorluklar onun sanat hayatının bir parçası haline gelmiştir. Resim yaparak kendini ifade etme imkanı bulmuş ve hayal dünyasından gerçek dünyaya yansıttığı eserlerle adını duyurmuştur.

Oyman, “Kilit” adlı bir filmin resmini de yapmıştır. Kişisel hayatındaki baskılardan kaynaklanan çığlıklarını resimlerinde yansıtmıştır. Ancak sonraki yıllarda çığlıkları kişisel olmaktan çıkmış, toplumun baskısını yansıtmaya başlamıştır. Bu eserlerinde, kadınların toplumsal statüsü, yoksulluk, savaş ve göç gibi konulara değinmiştir.

Oyman’ın sanatı, toplumsal konulara değinirken aynı zamanda kadınların gücünü de yansıtmıştır. Kadın bedenini ve ruhunu özgürce ifade etmiş ve feminist bir bakış açısıyla hareket etmiştir. Kadın bedeni, kadınların gücü ve zayıflığına dair semboller, sanatçının eserlerinde sıkça yer almıştır.

Oyman, sanat hayatı boyunca birçok sergiye katılmış ve eserleri birçok müzede sergilenmiştir. Ayrıca, birçok ödül kazanmış ve sanat dünyasında takdir toplamıştır. Eserleri, yurtdışında da birçok müzede sergilenmiştir. Almanya, Rusya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerde sergiler açmış ve eserleri bu ülkelerdeki müzelerde yer almıştır.

Oyman, sanat hayatı boyunca yalnızca resimle değil, aynı zamanda yazarlık, şairlik, konularında da toplumsal konulara değinmiş ve kendini ifade etmiştir. Doğayı ve insan hayatını yansıtan eserler yaratmıştır.